Telefonda / On the Phone

Telefona cevap verme:

Bağlıyorum..

I am putting you through. One moment please.

veya

I'll put you through now. One moment please.

Bağlayamıyorum..

I am sorry, the line is busy at the moment.	(hat meşgul)
I am sorry, there is no answer.	(cevap yok)
He/She (Mr. Demir, Mrs. Çelik) is not available at the moment.	(müsait değil)

Daha sonra

Would you like to hold?	(beklemek ister misiniz?)
Do you have a message?	(notunuz var mı?)
Can I take a message for him/her?	(notunuz var mı?)
Would you like to leave a message?	(notun bırakmak ister misiniz?)
Would you like us to call you back?	(sizi daha sonra aramamızı ister misiniz?)

En son

May I take your name and number, (email adress) please?

(isminizi ve numaranızı (email adresinizi) alabilir miyim?)

Gerekirse

Could you repeat that, please?	(lütfen tekrarlayabilir misiniz)
Could you repeat that a bit slowly please?	(lütfen biraz yavaşça tekrarlayabilir misiniz)

Arama

Good morning (afternoon, evening)	(Günaydın, (tünaydın, iyi akşamlar))
Could I speak to (Mr. Demir, Mrs. Çelik) please?	(Mr. Demir, Mrs. Çelik) ile görüşebilir miyim?)

Mesaj Bırakma

Could you tell (him/her, Mr. Demir, Mrs. Çelik) ... (mesaj)?	(lütfen ona söyler misiniz.....)
Could you tell (him/her) that I called?	(ona, ardığımı söyleyebilir misiniz?)
Could you give (him/her) my number, please?	(ona numaramı verebilir misiniz?)
My name is (David Beckham) and my number is "one two three four five six seven".	(Adım (David Beckham) numaram 1234567)

Telefon numarası verilirken, sayılar tek tek söylenmelidir. Sıfır yerine "oh" deriz.

459 88 36	four, five, nine, eight, eight, three, six
234 70 98	two, three, four, seven, oh, nine, eight

Konuk karşılama

Good morning (afternoon, evening),
How can I help you?	(size nasıl yardımcı olabilirim?)
Do you have an appointment?	(randevunuz var mı?)
Can I take your name?	(isminizi alabilir miyim?)
I'll let (Mr. Demir, Mrs. Çelik) know you're here.	(Mr. Demir, Mrs. Çelik)'e burada olduğunuz haber vereyim.)
I'm afraid (Mr. Demir, Mrs. Çelik) is in a meeting.	(ne yazık ki (Mr. Demir, Mrs. Çelik) toplantıda.)

I'm sorry, but he/she's out of the office at the moment.	(ne yazık ki o şu anda ofis dışında)

Would you like to take a seat?	(oturabilirsiniz, lütfen oturun, oturmak ister misiniz?)
What would you like (to eat, to drink)?	(ne (yemek içmek ) istersiniz?
Would you like some tea?	(çay ister misiniz?)
Would you like a glass of water?	(bir bardak su ister misiniz?)

I would like some coffee.	(kahve alabilir miyim)
No, thanks.	(hayır, teşekkür ederim.)
Yes, that would be great.	(evet, çok iyi olur)
Would you like anything else?	(başka bir şey ister misiniz?)
Anything else?	(başka bir şey ister misiniz?)